030-2343625
info@iot.nl

Basına sızan NCTV raporu Hollanda Türk toplumunu zan altında bırakıyor!

15 Şubat 2021 tarihinde, Hp/De Tijd gazetesinde yayınlanan bir haberde, Hollanda Terörle Mücadele ve Güvenlik Koordinatörlüğü (NCTV) tarafından hazırlanan gizli bir raporda, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın salafist grupları desteklediği ve bu grupların özellikle Hollanda’da yaşayan Türk gençleri üzerinde etkili olduğunun yer aldığı belirtiliyordu. 

Hollanda Güvenlik ve Adalet Bakanlığı, ‘tamamlanmamış çalışma’ olarak değerlendirdiği raporun bu şekilde yayınlanmayacağını açıkladı. Raporun basına sızmasından sonra İkinci Meclis’te görüş bildiren çeşitli milletvekilleri ve siyasi parti sözcüleri, rapordan duydukları derin kaygıları dile getirerek sert önlemler alınmasını istediler.

 

Raporun içeriği tam olarak açıklanmadı, ama kesin olan bir şey var ise o da toplumumuzun yeniden zanlı olarak gösterilmiş olmasıdır. Basına sızan raporun içeriği belli olmamasına rağmen gelen tepkiler etkili oldu. Toplum algısında bir düşman görüntüsü yaratılarak, seçmenlerin sağlam ve güvenilir olarak gördüğü değerlere yöneleceği düşünülmüş. Anlaşılan Hollanda Tük Toplumu aynı anda iç ve dış düşman yaratmaya uygun görülmüş.

 

Hollanda Türkleri tüm toplumsal kesimler gibi bu güzel ülkenin değerli bir parçasıdır. Ama artık  her seçim öncesinde bu şekilde bazı çevreler tarafından art niyetli çıkarılan haberlerle, seçim kampanyalarının tartışma konusu haline gelmekten yorulduk.

Haberde iddia edildiği üzere, ülkemizin güvenliği açısından bir tehdit var ise bunun nasıl ve nereden kaynaklandığını tam olarak bilmek istiyoruz. Bu şekilde genellleyici ve belirsiz ifadelerle, Hollanda’da yaşayan ve sayısı 400 bini geçen Türkiye kökenli toplumun tümü zan altında bırakılamaz.

 

Hollanda’da faaliyet gösteren yüzlerce Türk sivil toplum kuruluşu, yurtdışı kaynaklı aşırı akımlara karşı gençleri bilinçlendirmek amacıyla çalışmalar yapıyor. IOT Sosyal İşler Bakanlığı Toplum ve Entegrasyon Dairesi ile düzenli olarak görüşmelerde bulunuyor ve bu konu hiç gündeme gelmedi. IOT olarak son yıllarda aşırı akımlara karşı toplumu daha duyarlı hale getirmek amacıyla çok sayıda etkinlik gerçekleştirdik. Bu faaliyetlerden edindiğimiz deneyimler ışığında yeni tehlikelere karşı da çalışmalar yapmaya hazırız. Tüm toplumumuzu zan altında bırakan, şüpheli  sandalyesine oturtan bir anlayış yararlı olmayacağı gibi, tam tersine toplum kesimlerini karşı karşıya getiren, ayrıştırmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürecektir.

 

Bu düşüncelerden hareketle IOT olarak, Hollanda’da toplumumuzu tehdit eden yeni tehlikeler hakkında en kısa sürede bilgilendirilmek istiyoruz. Eğer böyle bir tehlike söz konusu değil ise NCTV’nin de Hollanda Türk toplumundan özür dilemesi yerinde olacaktır. Bu arada Hollanda’da yaşayan toplumumuzu 15, 16 ve 17 Mart 2021 tarihlerinde yapılacak demokrasi şölenine aktif olarak katılmaya davet ediyoruz.

 

Gelekt NCTV-rapport stigmatiseert Turkse gemeenschap!

 

Op 15 februari berichtte Hp/De Tijd over een vanuit de Nationaal Coördinator Terrorismebestrijding en Veiligheid (NCTV) gelekt rapport, waarin zou staan dat de Turkse President Erdoğan salafistische groepering ondersteunt, die vervolgens invloed uitoefenen op Turkse jongeren in Nederland. Het rapport wordt door de minister van Veiligheid en Justitie onvoldragen genoemd en zal in de huidige vorm niet worden gepubliceerd. De Tweede kamer was zeer bezorgd over wat Hp/de Tijd berichtte over het rapport en vanuit verschillende fracties worden stringente maatregelen geëist.

 

Wat er precies in het rapport staat blijft vooralsnog raden, maar zeker is dat onze gemeenschap opnieuw in het verdachtenbankje is geplaatst.  Wat er in het uitgelekte rapport staat weten we niet, maar het lekken heeft zijn effect niet gemist. Er is een vijandbeeld opgeroepen in de kennelijke hoop dat dit de kiezer naar vaste waarden zal doen grijpen. Kennelijk leent de Turkse gemeenschap zich daarvoor: een binnenlandse en buitenlandse vijand tegelijk.


Maar de Turkse Nederlanders zijn volwaardig onderdeel van dit mooie land. Wij zijn het moe door schimmige figuren misbruikt te worden en bij iedere verkiezingen onderwerp van discussie te worden!

Als inderdaad, zoals wordt gesuggereerd de veiligheid van ons land wordt bedreigd, dan willen we  graag precies weten hoe het zit. Het kan niet zo zijn dat met algemene vaagheden een gemeenschap van 400.000 mensen in zijn geheel verdacht wordt gemaakt.

 

Binnen onze gemeenschap zijn honderden organisaties werkzaam om jongeren weerbaar te maken tegen het gevaar van extremistische beïnvloeding vanuit het buitenland. Wij spreken regelmatig met het departement van SZW, maar de kwestie waarover Hp/de tijd schrijft is nooit ter sprake gebracht. In vervolg op de talrijke activiteiten die wij de afgelopen jaren hebben ondernomen tegen extremisme, zijn we graag bereid ook nieuwe gevaren af te wenden. Maar onze hele gemeenschap in het verdachtenbakje plaatsen is contraproductief en werkt precies degenen in de kaart die wij in Nederland niet kunnen gebruiken.

 

Wij hopen zo snel mogelijk geïnformeerd te worden over de nieuwe gevaren die ons land bedreigen. Wanneer die er niet zijn, verdient de Turkse gemeenschap een welgemeend excuus van de NCTV. Ondertussen roepen wij onze gemeenschap op zich er niet van te laten weerhouden volwaardig deel te nemen aan het feest van de democratie dat op 15, 16 en 17 maart zal worden gevierd.

 

Zeki Baran

-voorzitter-

Gerelateerde Artikelen