“Hollanda’da Yahudilere ait ibadet yerlerinin korunmak zorunda olması ve camilere yönelik saldırı, kundaklama girişimi ve duvarlarına olumsuz ifadelerin yazılması gibi olaylar kabul edilemez.
Bu türden ayrımcı saldırılara maruz kalanların ne yapabilecekleri, nerelere başvurabilecekleri konusunda bilgiler içeren bir ayrımcılık bilgi rehberi hazırlanacak. Bunun yanı sıra bu türden saldırılar konusunda suç duyurusunda bulunulmasını teşvik etmek amacıyla bilgilendirme kampanyası düzenlenecek. Suç duyuruları polis kayıt sistemi iyileştirilecek ve camilere yönelik saldırılar ve ırk ayrımcılığına yönelik ayrı bir araştırma yapılacak.”
Hükümetin aldığı bu önlemler hakkında İkinci Meclis’e bilgi gönderen Sosyal İşler Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Asscher ile İçişleri Bakanı Plasterk, ayrımcılıkla ilgili kayıtlara geçen 2013 yılı rakamlarını da açıkladılar. Buna göre 2013 yılında ayrımcılıkla mücadele bürolarına yapılan 6000 şikayetin yarısı, ırk ve etnik kökene dayalı şikayetlerden oluşuyor. Şikayetlerin dörtte biri çalışma hayatı, 300’den fazlası ise dine dayalı şikayetlerden oluşuyor. Bunların da yarısı islam’la ilgili. Antisemitizmle ilgili şikayet sayısı 2012 yılında 96 iken, 2014’ün ilk yedi ayında bu sayı 100’e yükselmişti. 2013 yılında cinsiyete dayalı ayrımcılıkla ilgili 435 şikayet yapıldı.
Polis kayıtlarına dayanılarak hazırlanan Poldis raporunda 2013 yılında islamofobiden (İslam karşıtlığı) kaynaklanan şikayetler hakkında ayrı bir bölüm eklenmiş. İslam düşmanlığından kaynaklanan şikayetler, bu şekilde polis kaynaklarında yer almıyor. Bu nedenle kayıtlara geçen bazı olaylarda islam düşmanlığının rol oynadığı tahmini yapılabiliyor. Kayıtlar üzerinde yapılan incelemede 150 olayın, islam düşmanlığından kaynaklanmış olabileceği tespit edildi. Bunların büyük bölümü küfür ve hakaret (115), haksız muamele (35), camiye saldırı, kundaklama ve duvarına çirkin yazı (17) şeklinde. Kayıtlara geçen olayların yüzde 20’si Rotterdam’da gerçekleşiyor.
Kabinet wil betere aanpak discriminatie
Het is voor het kabinet onaanvaardbaar dat Joodse gebedshuizen beveiligd moeten worden en moskeeën worden geconfronteerd met bekladding, brandstichting en vernielingen. Er komt een ‘handreiking discriminatie’ beschikbaar, die een toegankelijk overzicht biedt van instanties waar burgers terecht kunnen als ze gediscrimineerd worden en een voorlichtingscampagne om de aangiftebereidheid te verhogen. Ook de registratie wordt verbeterd. Voorts komt er een onderzoek naar incidenten rond moskeeën en discriminatie op grond van huidskleur.
De ministers Asscher en Plasterk schrijven dit in een brief aan de Tweede Kamer. Bij de brief zijn de cijfers over 2013 gevoegd. Uit die cijfers blijkt dat de helft van de ruim 6.000 meldingen bij antidiscriminatiebureaus betrekking heeft op discriminatie wegend ras of etniciteit. Een kwart van de meldingen heeft betrekking op de arbeidsmarkt. Ruim 300 meldingen hebben betrekking op discriminatie wegens godsdienst. In de helft daarvan betrof het de islam. Het aantal meldingen van antisemitisme lag in 2012 op 96 en in de eerste 7 maanden van 2014 op 100. In 2013 is het aantal meldingen vanwege seksuele gerichtheid gedaald (435).
In de Poldis rapportage staan de cijfers over gevallen die door de politie zijn geregistreerd. Een bijlage van het rapport over 2013 is gewijd aan het thema moslimdiscriminatie. ‘Moslimsdiscriminatie’ (islamofobie) is niet een feit waarop door de politie afzonderlijk wordt geregistreerd. In een aantal gevallen kan uit de achtergrondinformatie wel worden afgeleid dat sprake is van moslimhaat. In het onderzoek werden zo 150 incidenten gevonden die onder de noemer moslimdiscriminatie vallen. Meestal schelden (115), daarnaast ongelijke behandeling (35), waarvan 17 maal bekladding, vernieling of brandstichting. Een vijfde van de incidenten vond plaats in Rotterdam.