030-2343625
info@iot.nl

Aile Birleşimi Perspektifinden Göçmen Kadının Sorunları

Aile kurma, en temel insan haklarından biri... Bu hakkın, evrensel ve kabul edilebilir (ergenlik, özgür irade, akıl sağlığı gibi) kuralların dışında başka şartlara bağlanması, aile oluşumunun ya teşvik edildiği ya da engellendiği anlamına gelir. Yani ne amaçla olursa olsun, bu şartların, siyasi ya da sosyal hedefleri olduğu kabul edilir.
Hollanda da, aile birleşimine, ek şartlar getiren ülkelerden biri... Ek kuralların getirilmesinin "entegrasyon ve kadının özgürleştirilmesi" amacını taşıdığını ileri süren Hollanda'nın, bu amacının gerçekçi olup olmadığı ya da bu politikadan istediği sonucu alıp alamadığı tartışma konusu... Bu çalışmada, bu tartışmaya cevap aranmaktadır.
Şartlar ve Etkileri
Aile birleşiminde göçmen kökenlileri en çok zorlayan, yaş şartı , uyum sınavı  ve gelir koşulu… Mevcut kurallar, göçmen kökenlilerin kültürel kodları ve günümüz koşulları ile birleşince fiiliyatta kadınların mağduriyetine neden oluyor ve entegrasyonun önünde engel teşkil ediyor.
Çiftlerin evlendikten sonra koşulları yerine getirerek biraraya gelmesi yıllar sürebiliyor. Aile Birleşiminin entegrasyon ile ilişkisi hakkındaki doktora tezi çerçevesinde yürütülen saha araştırması çerçevesinde görüşülen tüm çiftler, bekleme sürecinde sorun yaşadıklarını ifade etti. Bu daha çok, kadının üzerindeki baskının evliliğe yansımasının ürünü. Kadının getiren ya da gelen olması durumu değiştirmiyor. 
2014 yılında aile birleşimi ile Hollanda’ya gelen Fatma yaşadıklarını şu sözlerle ifade ediyor. “Evleniyorsun babanın evinden gelinlikle çıkıyorsun tekrar evlenmemiş gibi babanın evine tekrar geliyorsun o ayrı bir zor. Dışardaki insanlar ne zaman gelecek seni istek edecek ne zaman alacak seni yanına o gelecek mi gelmeyecek mi giderken sen mi gidecen onlar mı gelecek. Bunlar psikolojik olarak insanı çökertiyor.”

Yaş Şartı
Yasal yaş sınırı, aile kurmak (evlenmek) için 18 olarak ifade edilirken, aile birleşimi söz konusu olduğunda 21… Geleneksel aile yapısına sahip kültürlerde kadınlar için evlilik yaşı diğer kültürlere göre daha düşük. Evlendikten sonra birlikte yaşamak için üç yıl beklemeleri gerekiyor. Yaş şartı, sadece Hollanda’daki kadın için değil aile birleşimi ile Hollanda’ya gelecek kadın için de geçerli. Yaş şartı, Türk vatandaşlığı olan (çifte vatandaş olan Türk vatandaşları da dahil) sponsorlar  ve eşleri için Türkiye AB Ortaklık Hukuku çerçevesinde geçerli değil. 
Uyum Sınavı
Türkler için anavatanda uygulanan uyum sınavı kalktı ancak diğer Batı dışından gelen göçmenler için hala devam ediyor. Uyum sınavı özellikle kadın üzerinde büyük strese neden oluyor. Zira evlendikten sonra sınavı geçene kadar tekrar tekrar deniyorlar. Sınav Türkler için kaldırılmadan önce Hollandaya gelen Emine, uyum sınavını hayatının sınavı olarak tanımlıyor:
“Sınavı geçene kadar kağıt üzerinde adın evli ama aslında evli değilsin. Çünkü geçemezsen gidemeyeceksin. Bir yandan yeni tanıdığın biri ve bir aile ile yaşama stresi bir taraftan da hayatının sınavı. Sınavı kazanırsan gidiyorsun. Kazanamazsan kalıyorsun. Tekrar hazırlanıyorsun. ÖSS gibi… Ama bu sefer işin ucunda üniversiteye gitmek değil kocanla aynı çatıya girmek var.”
Gelir Şartı
Gelir şartı, günümüz ekonomik koşullarında çiftlerin yerine getirmekte en çok zorlandığı koşul olarak dikkat çekiyor. Gelir şartı, asgari ücret tutarında gelire sahip olmak , başvuru tarihinden itibaren en az bir yıl geçerli kontrata sahip olmak ve geçmiş üç aya ilişkin maaş bordrolarını sunmak anlamına geliyor. 
Gelir şartı  kocasını getirecek Hollanda’daki kadın için orantısız. Zira Hollanda’da kadın istihdam oranları da gelir miktarı da erkeklere oranla daha düşük. Bu durum Batı dışından kökene sahip kadınlar için daha da belirgin. Kontrat süresi ve gelir miktarı konusunda taraflar gelecek kişinin de iş pazarına katılacağının göz ardı edildiğini ifade ediyor.
Derya “Bir gelir olması iki burada geçinecek gücü olması gerekiyor. Katılmadığım yön erkek geldikten sonra onun çalışabilecek durumda olduğunu düşünmeleri lazım. Tamam Hollanda devletine hak veriyorum ama ailelere de hak vermeleri lazım. Erkek gelince zaten iş yapacak bunu düşünmeleri lazım.”
Araştırmada istenilen miktarda gelire sahip olabilmek için eğitim terk, ikinci işte çalışma ve işveren primlerinin çalışan tarafından ödenmesi, göçmen kökenli kadınların başvurduğu çözüm yolları arasında yer alıyor.
Eylül 2013’te eşi Hollanda’ya gelen Ayşe, gelir şartını sağlayabilmek için eğitimine yarıda bırakmak zorunda kalanlar arasında. 
“İstedikleri geliri kazanmak için hem okula gidip hem çalışamazdım. Okula gidersem sadece haftasonu çalışabilirim o da yetmiyor. O yüzden bıraktım. Sonra tekrar başlamak çok zor.”
Selda:  “Benim 200 avro eksik geliyordu. Bir sene işten çıktıktan sonra bir de temizlik işşine gittim ek olarak”
Fatma: “Gelir miktarını karşılayan uzun süreli kontrat alamadım. Dedemin bir tanıdığının yanında çalışıyor gösterdim kendimi. Primlerimi kendim ödedim. O zaman bir süpermarkette çalışıyordum”
Göçmen kökenli kadın, koşulları yerine getirmek için; eğitimini yarıda bırakıyor, çok daha uzun süreler çalışmak zorunda kalıyor ya da cebinden prim ödedediği için sosyaleşmeye ayıracak maddi imkanı kalmıyor. Her durumda göçmen kökenli kadının, Hollanda toplumuna sosyo-ekonomik katılımının azaldığı dikkat çekiyor.
İçinde bulunduğumuz ekonomik ortamda aile birleşimi için getirilen gelir şartı göçmen kökenli kadının entegrasyonunun önünde fiilen engel oluşturuyor ve emek sömürüsüne zemin hazırlıyor.
Koşullar aynı zamanda kadın emeğinin sömürülmesine de zemin hazırlıyor. Göçmen kökenli kadınlar aile birleşimi sırasında kendilerine uzatılan her eli yardım eli olarak değerlendiriyor. Ama bu çaresizlikleri, göçmen kökenli kadını, genellikle kendisi de göçmen kökenli işverenlerin suistimaline açık hale getiriyor. Çünkü aynı ücrete çok daha uzun süreler çalışmak durumunda kalan bu kadınlar, yıllık kontratları sona erene ya da aile birleşimi sürecindeki kuralları atlatana kadar seslerini çıkaramıyor, denileni yapmak zorunda kalıyor. İşveren, genellikle, yıllık kontrat verme karşılığında, kendi ödemesi gereken primi çalışan kadından alıyor. Kısacası aile birleşiminde gelir miktarı ve kontrat şartları, bir nevi modern kölelik anlayışının oluşmasına zemin hazırlıyor.
Entegrasyon ve kadının özgürleştirilmesi, aile birleşimi koşullarının temel amaçları arasında ifade edilmektedir. Ancak aile birleşimi ile ilgilli yürütülen araştırma, koşulların göçmen (yerleşik ya da gelecek olan) kadının entegrasyonunun önünde engel teşkil ettiğini ve sömürülmesine neden olduğunu göstermektedir.

 

Gizem KOLBAŞI

Bu yazı, TUBİTAK Doktora Sırası Araştırma Bursu çerçevesinde “2. Nesil Türk Kökenli Hollandalılar bağlamında Hollanda’da Aile Birleşimi ile Entegrasyon arasındaki ilişki ” konusunda yürütülen saha araştırması tespit ve verilerinden derlenmiştir. Yazıda kullanılan isimler, araştırmadaki etik kurallar çerçevesinde  kişilerin gerçek isimleri değildir.